Sınavlar bitti ve
bittiği gibi boşluğa düşüldü. Koca bir yıl pek çalışmadın ,gezdin tozdun sonra
final haftası geldi çattı. İki hafta kendini sıkıp deli gibi çalıştıktan sonra son sınavın
da gelir çatar. Ona da girer çıkarsın ve bi bakarsın ki sınav çıkışı eve doğru
giderken bi anda fark edersin ki
“yapacak hiçbir şeyin Yok!”
Evet, finaller
bitmiştir. Tüm dersler iyi kötü geçilmiştir ve yarın çalışmak zorunda olduğun
bir sınav olmadığı için boşluğa düşmüşsündür. Peki bundan sonra ne olacak? Telaş
yapma. Sana adım adım anlatacağım.
-
Önce
elindeki şu ders notlarını ve kalemini yavaşça indir. Yavaş yavaş, kimseye
zarar vermeden. Hah tamam.
-
Şimdi
de sakince otur ve memlekete dönüş bileti alıp almadığını kontrol et.
-
Almadıysan
bir an önce al, Aldıysan da başla eşyalarını valizini toparlamaya.
-
Toparlandımı
valizler? Hah tamam.
-
Şimdi
evine git.
Yaz tatili 5
aşamadan oluşur. İlki Eve gitme aşaması, gayet basit. Ve tahminimce başarılı
bir şekilde ilk aşamayı hal ettin. Sırada ikinci aşama var. Bu da en rahatı
zaten. Eve yeni geldin Annen peşinde tin tin koşuyor ne yemek istersin diye, baban
sırtını sıvazlıyor aferin kızıma/oğluma okuyup adam olacak diye, kardeşin seni
özlemiş olduğu için yaramazlık yapmıyor( yaramazlık yapmama süresini uzattırmak
istersen kardeşine tek tük hediyeler al)
sen eski dostlarınla görüşüyorsun. Finallere çalışmanın acısını
çıkartmak için sabahlara kadar nette takılıp bütün gün uyuyorsun, bakamadığın
bildirimleri kontrol ediyor, twitleyemediğin tweetlerini yolluyorsun. Evet her
şey harika. Ama bu düzen sonsuza kadar sürmeyecek ne yazık ki…
Yavaş yavaş
sıkılmaya başlıyorsun bu boş boş farmvilleri criminal caseleri oynamaktan,
arkadaşlarınla da eskisi kadar iyi değilsin, onlar çok sıkıcı şeylerden
bahsediyor sana göre. İlk günlerdeki Melek gibi anne de sana iş buyurmaya
başlıyor yavaştan. Oğlum perdeleri yıkadım asarmısın? Eğer kız çocuğuysan daha
da kötü tabi “kızım günüm var bugün, evleri bi süpürüversene, kekleri de
hazırlayıver hemen ben bi komşu Ayşe’nin oğlunun zımbırtısını zımbırtısını
yapacağım sen başlayakoy “ diyerek anne de ortadan kaybolur ve tüm işi kız
çocuğumuz yapar. Tüm temizliği yaptıktan sonra – veya sadece perdeleri
taktıktan sonra- yinede monotonluktan sıkılmaya başlarsınız, bi kursa yazılayım
bir şeyler öğreneyim resim çizeyim roman yazayım dersin. Kursa gitmeyi bırak,
kursa yazılmaya bile gitmezsin sonra da, resim veya roman için de gereken
ilhamı bulamazsın kendinde ve 3. Aşama bu monotonlukla devam eder gider.
Ve 4. Aşamaya
gelinmiş olunur. Yavaş yavaş her yerde sanki üniversiteden tanıdıklarını görür
gibi olmaya başlarsın. Ama aslında alışmışsındır bu monoton hayatına ve
üniversiteye dönüp tekrar o stresi yaşamak da zor gelmektedir gözüne. Ama diğer
yandan aslında oradaki ortamı yurdunu evini arkadaşlarını hatta o gıcık olduğun
hocalarını bile özlemeye başlamışsındır. Kısacası bu 4. Dönem tam bir ikileme
dönemidir. Orasımı burası mı diye diye zaten geçer gider bu dönem. Yine
yavaştan ailenle aran daha bi düzelir sonuçta ayrılık yaklaşıyor, diğer yandan
da üniversitedeki arkadaşlarını arayıp sormaya başlarsın, Malum yine bir yılını
onlarla geçireceksin, aranı iyi tutman gerekiyor.
Geldik mi son
aşamaya? Her son aslında bir başlangıçtır sözünden yola çıkarak, bu aşamaya
gelindiğinde çok üzülmemenizi tavsiye ederim. Biraz zor geliyor insana her
defasından ailesinden ayrılmak. 5. Aşama da ayrılık aşamasıdır zaten. Koca bir
yaz sen kavga dövüş geçirdin bir şekilde , okul başlasa yurdu özledim falan
diye düşündün artık kurtulmak istedin. 3 aydır aslında sadece geri dönmeyi
bekledin. Ama tam o veda anında ailene haksızlık yaptığını fark ediyorsun. Daha
ayrılmadan annenin sıcacık sarılmasını, babanın sıkıcı bulduğun öğütlerini,
kardeşinin aslında seni sevdiği için yaptığı sataşmaları özlüyorsun. Ama
yapılacak pek de bir şey yok. Ayrılık vakti bu. Tamam Ağlama duygulanma hemen.
Dedim ya, her son bir başlangıçtır. Şimdi de Okul başlıyor yeniden işte…
J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder